Türkiye’nin büyüleyici güzellikteki adaları

Türkiye’nin büyüleyici güzellikteki adaları

Turizmin gözdesi, popüler ve eşsiz koylarıyla tekneleri, dalışçıları kendine çeken Türkiye’nin güzel adalarına doğru yolculuğa çıkıyoruz.  

Marmara Adaları

İstanbul’un Prens Adaları, özellikle bahar ve yaz aylarında ziyaret edilecek en güzel yerlerden. Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada, Sedef Adası, Kaşık Adası’nda; lezzetli restoranlar, müzeler, kiliseler, yürüyüş yolları ve enfes manzaralar bulunuyor. Prens Adaları’na dahil olan Sivriada, Yassıada, Tavşan Adası’nda yerleşim yok. 

Kınalıada, Prens Adaları içinde İstanbul’a en yakın olanı.
Kınalıada, Prens Adaları içinde İstanbul’a en yakın olanı.

Balıkesir’e bağlı olan Marmara Adaları’nın en büyüğü Marmara Adası, Gökçeada’dan sonra Türkiye’nin en büyük ikinci adası olarak biliniyor. Otellerin, pansiyonların ve uzun bir plajın bulunduğu Avşa’da gezilecek güzel köyler ve koylar yer alıyor. Marmara Adaları’na dahil olan Marmara, Avşa, Ekinlik, Paşalimanı adalarında yaşam sürerken; Hayırsız, Fener, Tavşan, Yer ve Mamali adalarında yerleşim bulunmuyor.

Ege adaları

Çanakkale’nin güzel ilçesi Gökçeada, Türkiye’nin en büyük adası. Önemli tarihi yapıların bulunduğu, tertemiz koylarla dolu yaklaşık 90 kilometre sahil şeridi olan ada, kamp ve dalış için en güzel yerlerden biri. Bozcaada ise popülerliği hiç azalmayan adalardan biri. Güzel denizi ve sokakları, rüzgar gülleri, şarap fabrikaları ve düzenlenen festivalleri ile çok sevilen Bozcaada, her yıl binlerce kişiyi ağırlıyor. 

Bozcaada’nın güzel koylarından biri olan Akvaryum Koyu.
Bozcaada’nın güzel koylarından biri olan Akvaryum Koyu.

Balıkesir Ayvalık’a bağlı Cunda Adası, bir yarımada gibi görünse de aslında 1964 yılında yapılan köprüyle karayla bağlantısı kurulan bir ada. Taş evleri, mavi bayraklı plajları ve lezzetli mekanlarıyla çok sevilen Cunda’ya yabancı turistler de büyük ilgi gösteriyor.

İzmir Dikili’ye bağlı Kalem Adası, berrak denizi ve doğal güzellikleriyle büyüleyici bir yer. Aynı zamanda Türkiye'nin ilk özel ada oteline sahip.

Muğla’da bulunan Delikada, Domuz Adası, Tersane Adası, Kızıl Ada, Gemiler Adası; bölgenin yerleşim olmayan, fakat tarihi yapıları, deniz fenerleri ve güzel koylarıyla ilgi çeken adalarından birkaçı. Mavi tur ve gezi teklerinin, yatların uğrak yeri Göcek Adası’nda, restoranlar ve plajlar bulunuyor. Adanın, son günlerde düzenlenen festivallerle popülerleşen mekanı Fimi Island ise İncirli Koyu’nda bulunuyor. Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Sedir Adası da bölgenin en güzel yerlerinden biri. Adada, antik kent kalıntıları ve kumu koruma altında olan Kleopatra Plajı bulunuyor.

Akdeniz adaları

Mersin Silifke’ye bağlı Dana Adası, antik kalıntılarıyla ünlü ve dalışçıların gözde mekanlarından biri. Dalış turizmi için önemli olan bir diğer yer ise Antalya’ya bağlı Güvercin Adası. Demre yakınlarındaki yerleşim olmayan Kekova Adası da tekne turlarının uğrak yerlerinden.

Karadeniz adaları

Yerli turistlerin ilgi gösterdiği, Kocaeli sınırlarında bulunan Kefken Adası; balıkçılığın önemli olduğu, defne ağaçlarıyla kaplı, tarihi kalıntılarla birinci derece sit alanı olan bir ada. Giresun şehrinin açıklarında bulunan Giresun Adası ise zengin bitki ve kuş türleriyle, ikinci derece arkeolojik ve doğal sit alanı olması nedeniyle önemli bir bölge.

Bonus: Datça Yarımadası

Hayıtbükü, Ovabükü ve Palamutbükü’nde; Datça Yarımadası’nın güzel plajları bulunuyor.
Hayıtbükü, Ovabükü ve Palamutbükü’nde; Datça Yarımadası’nın güzel plajları bulunuyor.

Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmiş bir yarımada olan Datça, Ege ve Akdeniz’in kesişme noktası. Eski adı Reşadiye Yarımadası olan Datça; balı, bademi ve balığı ile ünlü. Temiz havasıyla, berrak deniziyle yerli ve yabancı turistlerin göz bebeği olan Datça’da, küçük büyük 52 koy ve bük bulunuyor. Knidos Antik Kenti, Eski Datça sokakları, Kargı Koyu, Palamutbükü, Hayıtbükü, Ovabükü gibi görülmesi gereken yere sahip olan ilçe, kamp alanları ve dalış yapılabilecek mükemmel koylarıyla da doğa severlerin ilgi odağı. Son 10 yılını Datça’da geçiren ve buraya aşık olan Can Yücel’in bir şiiri, Palamutbükü’ndeki Mavi Beyaz Otel’in duvarında yazıyor:

“Beni kuzum Datça’ya gömün

Geçin Ankara’yı İstanbul’u!

Oralar ağzına kadar dolu

Dediğim gibi beni Datça’ya gömün

Şu deniz gören mezarlığın orda

Gömü sanıp deşerlerse karışmam ama!”