Kurtuluşunun 100. yılında İzmir’in tarihi değerleri

Kurtuluşunun 100. yılında İzmir’in tarihi değerleri

Büyük Taarruz’la birlikte düşmanı topraklarımızdan kovan şanlı Türk askeri, 9 Eylül’de İzmir’i kurtardı. İzmir’in Kurtuluş Günü kutlamaları onuruna şehrin tarihi güzelliklerini derledik. 

9 Eylül Cuma günü Güzel İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı. Bundan bir asır önce Büyük Taarruz ile harekete geçen şanlı Türk ordusu, Yunan işgali altındaki İzmir'e 9 Eylül 1922'de girerek düşmanı şehirden kovdu. Kurtuluşun 100. yılı şerefine İzmir’in birbirinden güzel tarihi mekânlarına birer pencere açıyoruz. İşte İzmir’e gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler…

Konak Meydanı

Yazının giriş fotoğrafında Saat Kulesi ile birlikte güneş batarken görülen, İzmir’in kalbi Konak Meydanı… Resmi adı Atatürk Meydanı olan Konak Meydanı, kentin son 200 yılına damgasını vurmuş. Meydan adını, İzmir’in ünlü Katipoğulları Ailesi’nden alıyor. 18. yüzyılda İzmir’de yaşayan aile, kent yönetiminde etkili isimler arasındaymış. Katipoğulları Ailesi’nin konağının dış avlusundaki boş alana o zaman olduğu gibi bugün de Konak Meydanı deniyor. Roma döneminde iç liman olarak kullanılan Konak Meydanı’nda günümüzde Hükümet Binası, Saat Kulesi, İlk Kurşun Anıtı ve Konak Camii bulunuyor. 

Saat Kulesi’nin mimarisinde oryantalist ögeler bulunuyor.
Saat Kulesi’nin mimarisinde oryantalist ögeler bulunuyor.

Saat Kulesi

İzmir’in sembolü ve buluşma noktalarından Saat Kulesi, Osmanlı Padişahı Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25'inci yıldönümü kutlamaları şerefine 1901 yılında inşa ediliyor. 25 metre yüksekliğinde, dört katlı ve sekizgen planlı olan İzmir Saat Kulesi, Kuzey Afrika ve Endülüs’teki yapılarda görülebilecek oryantalist bir mimari tarza sahip. Dört tarafında dört çeşme bulunan Saat Kulesi’nin saati ise Alman İmparatoru II. Wilhelm’in hediyesi. 

Çarşının yapısı 19. yüzyıldan sonra üstü açık ara sokakları kapsayacak şekilde düzenleniyor.
Çarşının yapısı 19. yüzyıldan sonra üstü açık ara sokakları kapsayacak şekilde düzenleniyor.

Tarihi Kemeraltı Çarşısı

Tarihi Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in Konak ilçesinde yer alıyor. Geniş bir alana yayılan Kemeraltı Çarşısı, Mezarlıkbaşı semtinden Konak Meydanı’na kadar uzanıyor. 1592 yılında İzmir’de inşa edilen Hisar Cami’yi de içine alan, 1650-1670 yılları arasında yapılandırılan bu ticari meydan; giderek daha da gelişiyor. Hanlar, hamamlar, cami ve dükkanların yer aldığı çarşının içine, 1744 yılında Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılan Kızlarağası Hanı da günümüze kadar ulaşan eserlerden. Kemeraltı Çarşısı ilk yıllarında kiremitlerle örtülüymüş. Ancak 19. yüzyıldan sonra da üstü açık ara sokakları kapsayacak şekilde farklı bir tarza kavuşmuş. Çarşı, Nisan 2020’de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alındı.

Barok mimari tarzının yansımalarını taşıyan cami, restorasyon sonrası ilgi görüyor.
Barok mimari tarzının yansımalarını taşıyan cami, restorasyon sonrası ilgi görüyor.

Salepçioğlu Camii

Salepçioğlu Camii, Salepçizade Hacı Ahmet Efendi tarafından 1896 yılında inşa ettiriliyor. Türkiye’nin en özgün mimariye sahip camilerinden biri. Öyle ki Salepçioğlu Çarşısı’nın arkasında yer alan cami, barok cephe bezemeleri ile farkını ortaya koyuyor ve hemen dikkat çekiyor. Cemaat alanını örten üç kubbesi, dairesel balkonları ve avluya ulaşımı sağlayan simetrik dönen çift merdiveni caminin yapımına tesir eden barok tarzın birer yansıması. İzmir Ticaret Odası tarafından restore edilen cami Kemeraltı Çarşısı’nın en çok ziyaret edilen tarihi yapılarından biri. 

Agora, bir depremle yerle bir olduktan sonra İmparator Marcus Aurelius tarafından yeniden inşa ediliyor.
Agora, bir depremle yerle bir olduktan sonra İmparator Marcus Aurelius tarafından yeniden inşa ediliyor.

Agora

Konak’ta Namazgah semtinde yer alan Agora, Helenistik ve Roma döneminin en iyi korunan yapılarına harika bir örnek. İnşa edilirken üç katlı olarak tasarlanan yapı, kaynaklara göre 178’de yaşanan depremle yerle bir olduktan sonra, İmparator Marcus Aurelius tarafından yeniden inşa ediliyor. Yakın tarihte Agora, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Ticaret Odası’nın desteğiyle yürütülen kazı çalışmaları ile ayağa kaldırılıyor. Agora’nın çevresindeki gecekondular da yıkılıyor. Böylece, bugün İzmir’in en çok turist çeken yapılarından biri olan Agora, Eşrefpaşa Caddesi ve Kemeraltı’ndan görünür hale geliyor. 

Kadifekale’nin hakim konumu onu harika bir manzara sahibi yapmış.
Kadifekale’nin hakim konumu onu harika bir manzara sahibi yapmış.

Kadifekale

Antik kaynaklarda Pagos olarak adlandırılan, günümüzde Kadifekale olarak bilinen tepeye bu adın verilmesinin, 17. yüzyılda bölgeye hükmeden Kraliçe Kaydafe’den kaynaklandığı düşünülüyor. Helenistik ve Roma döneminde kentin akropolü olan Kadifekale, İzmir Körfezi ve kent merkezine hâkim bir tepede yer alan, etrafı surlarla çevrili korunaklı bir yapı. Orijinali 6 kilometre uzunluğundaki kaleden günümüze, 20-25 metre yüksekliğinde 5 kule ve güneydeki sur duvarları ulaşmış. Kalenin içerisinde yıkılmış halde yer alan büyük bir su sarnıcı ve merkezinde ise bir şapel kalıntısı bulunuyor. Kadifekale’nin içerisinde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Pagos Üretici Pazarı kuruluyor.

Ayavukla Kilisesi bir dönem müze olarak kullanılmış.
Ayavukla Kilisesi bir dönem müze olarak kullanılmış.

Ayavukla Kilisesi

Basmane semtinde bulunan Ayavukla Kilisesi, ismi İncil’de geçtiğinden Hristiyanlar için önem taşıyan kiliselerden biri. 1886’da Rum kilisesi olarak inşa edilen yapı, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 1927’de Atatürk’ün emriyle İzmir’in ilk arkeoloji müzesi olarak hizmet veriyor. Bir dönem devlet opera ve balesinin deposu olarak da kullanılan kilise, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon çalışmasıyla orijinal haline kavuştu. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi ile aynı avluda yer alan kilise, Rum cemaati tarafından her yıl ayin için kullanılıyor. Ayrıca kilise yıl boyunca kültür ve sanat etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor.

Bina, Bizans mimarisinin süsleme özelliklerinden belirgin izler taşıyor.
Bina, Bizans mimarisinin süsleme özelliklerinden belirgin izler taşıyor.

Etnografya Müzesi

Konak Varyant’ta Bahri Baba Parkı’nda yer alan İzmir Etnografya Müzesi’nin binası, 1831 yılında veba hastalarını tedavi amacıyla inşa edilen St. Rock Hastanesi’ne aitmiş. Bizans mimarisinin süsleme özelliklerinden belirgin izler taşıyan müze binası, İzmir’in çok kültürlü yapısını yansıtan sembol yapılardan biri. Üç katlı İzmir Etnografya Müzesi’nin iki katı müze olarak kullanılıyor. Müzede İzmir ve çevresinin 19. yüzyıldaki sosyal yaşamını simgeleyen, çömlekçilik, tenekecilik, halı dokumacılığı gibi geleneksel el sanatları örnekleri sergileniyor.

Arkeoloji Müzesi

İzmir Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi ile aynı bahçede yer alıyor. 1984 yılında açılan müze, 5 bin metrekarelik kapalı alana sahip. Üç katlı müze binasında teşhir salonları, kütüphane, konferans salonu, sergi bölümleri gibi alanlar bulunuyor. İzmir ve çevresinde gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda elde edilen buluntuların sergilendiği müzede Çandarlı, Bergama, Bayraklı antik kentlerine ait arkeolojik eserler, Roma Dönemi heykelleri, cam eşyalar ya da sikkeler görülebilir.

Pasaport İskelesi, günümüzde İzmir içi deniz ulaşımında kullanılıyor.
Pasaport İskelesi, günümüzde İzmir içi deniz ulaşımında kullanılıyor.

Pasaport İskelesi

Pasaport İskelesi, adını aldığı Pasaport semtinde yer alıyor. 1800’lü yılların son çeyreğinde inşa edilen rıhtım ve liman ünitesi, şehre deniz yoluyla gelen yolcu ve malların karşılandığı, kontrollerinin yapıldığı bir merkez olarak kullanılıyordu. Üzerinde deniz feneri, gümrük binası, pasaport kontrol bürosu ve liman ofisinin bulunduğu Pasaport İskelesi, 1922 İzmir yangınında bir hayli hasar gördü. 1926’da yeniden inşa edilen yapı, iskelenin yetersiz kalması üzerine 1952’de Alsancak Limanı’na taşındı. Pasaport İskelesi, günümüzde İzmir içi deniz ulaşımında yolcu iskelesi olarak kullanılıyor. 

İzmir’deki bir başka nevi şahsına münhasır yapı da Tarihi Asansör.
İzmir’deki bir başka nevi şahsına münhasır yapı da Tarihi Asansör.

Tarihi Asansör

Hemen üst kısmında kentin en eski semtlerinden Halil Rıfat Paşa’nın bulunduğu asansör, 1907 yılında Nesim Levi tarafından inşa ettirilmiş. Bu yapının inşasından önce ise bölge halkı Mithatpaşa ile Şehit Nihatbey caddeleri arasındaki ulaşım ihtiyaçlarını, 155 basamaklı uzun bir merdiven aracılığıyla, zor zahmet gideriyorlarmış. Konak Meydanı’ndan Karataş yönüne doğru ilerlendiğinde Dario Moreno Sokağı’nın bitimindeki Tarihi Asansör’e ulaşılabiliyor. Mühendislik harikası olarak dikkat çeken tarihi yapıdaki kafeteryada oturup güneşin batışını izlemek ise ayrı bir keyif.