Sesli asistan teknolojisinde bizi neler bekliyor?

Sesli asistan teknolojisinde bizi neler bekliyor?

İletişim teknolojilerinin evrimi devam ederken, bilgisayar ve diğer teknolojik araçlarla iletişim kurma biçimlerimiz de değişiyor. Telefon ya da internete bağlı diğer cihazlardaki sesimizle komut verebildiğimiz sesli asistanlar, bunun en güzel örneklerinden. Peki bu teknolojinin hayatımıza etkisi ne ve gelecekte bizi neler bekliyor?

Bu sesli asistanlar hangileri?

Apple’ın Siri’si, Microsoft’un Cortana’sı, Amazon’un Alexa’sı ya da Google’ın Google Asistan’ı… 

İlk defa 2011’de Apple’ın sunduğu bir hizmet olan Siri ile birlikte kitleselleşen sesli asistanlar, bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz teknolojiyi gerçek kılmasıyla büyük bir heyecan yaratmıştı. Pratikte çok kullanılmasa da Siri, günümüzde yüzde 95 oranında bizi anlayabiliyor ve isteğimizi teknolojinin el verdiği noktada gerçekleştirebiliyor. Aynı şekilde Google’ın Google Asistan’ı da yüzde 92 oranında bizi anlayıp hizmet veriyor.

Amazon’un akıllı hoparlörü Echo’ya bağlı olarak çalışan Alexa ise evimizdeki akıllı ürünlere bağlı çalışıp verdiğimiz komutlar doğrultusunda; müzik çalabilme, haberleri okuyabilme, yapılacaklar listesi hazırlayabilme, yemek siparişi verebilme ve akıllı ev sistemlerine bağlı olarak ışıkları açabilme, perdeleri indirebilme, ev ısıtıcılarını yönetebilme gibi birçok işlemi yapabiliyor. Hatta bu sesli asistan öylesine kullanışlı hale geldi ki Ford, Hyundai, Volkswagen gibi otomobil firmaları ile entegre olmaya başladı.

Windows’un Cortana’sı da sesli asistanlar gibi sesli komutlarla çalışan bir yazılım. Cortano Siri’den çok daha önce hayatımıza girdi. Ayrıca, Siri’ye göre daha fazla işlem yapabilme becerisine sahip. Henüz Türkçe dil desteğine sahip olmasa da, önümüzdeki yıllarda Türkiye’de de aktif olması bekleniyor. 

Gelecekte ekranlara dokunmayı azaltacağız.
Gelecekte ekranlara dokunmayı azaltacağız.

Ekranlara dokunmayı bırakıp sadece konuşacağız

Günümüzde hala kullanıcıların bir kısmı için sesli asistanları kullanmak gerekli olmasa da ComScore medya ölçüm ve analitik şirketinin önemli bir öngörüsü var. O da 2020-2021 yılları arasında internetteki aramaların yarısının sesli asistanlarla yapılacağı. Yani bu bilgi bize söylüyor ki; yakın gelecekte ekranlara dokunmayı bırakıp, daha geleneksel bir iletişim türü olan konuşma ile iletişimi arttıracağız.

Mahremiyet sorunu yanı başımızda

Bu noktada, neredeyse her teknolojik gelişmenin getirisi olan mahremiyet sorunu maalesef yine karşımıza çıkıyor. 11 Nisan 2019’da Amazon’un akıllı asistanı Alexa’nın ses kayıtları yaptığı ve bunların şirket için çalışan bir ekip tarafından dinlendiği ortaya çıktı. Bu ses kayıtlarının da müşterinin ön adı, cihazının seri numarası ve hesap numarasıyla bağlantı kurması; kişisel olarak verilerin toplandığının göstergesi oldu.

Amazon’un çalışanları ile görüşen Bloomberg’in haberine göre Amazon, Alexa kullanıcılarının yaptığı konuşmaları dinlemek için bir ekip kurdu. Bu ekip bazı günler dinledikleri materyalin 1000 ses kaydına (dokuz saatlik vardiya başına) çıktığını belirtti. Ekip üyelerinin dinlediklerini söyledikleri kayıtlar arasında; bir kadının duşta şarkı söylemesi, bir çocuğun çığlık atışı ve bir cinsel saldırı anına ait sesler de yer alıyor.

Sesli asistanlar bizleri her an dinliyor olabilir.
Sesli asistanlar bizleri her an dinliyor olabilir.

Çalışanların, anlaşılması zorlaşan ya da çok komik gelen ses kayıtlarını kendi aralarındaki sohbet odalarında paylaştıklarını da açıklamaları üzerine Amazon sözcüsü, BuzzFeed News’e e-posta yoluyla açıklama yaptı. Açıklamada, Alexa ses kayıtlarından son derece küçük parçaların dinlenilip çözümlendiği, bunun konuşma tanıma ve doğal dil anlama sistemlerini geliştirmek için gerekli olduğu, bu sayede Alexa’nın kullanıcıların taleplerini daha iyi anladığı ve herkes için iyi hizmet verilmesini sağladığı belirtildi.

Ayrıca diğer iki popüler ses kontrollü asistanın üreticisi Apple ve Google da kullanıcıların verdiği komutları gözden geçirmekle görevli ekip çalıştırıyor. Ancak bu iki teknoloji devi kayıtları anonim tuttuklarını ve müşterilerin hesaplarıyla bağlantı kurmadıklarını savunuyor.

Yine de ne olursa olsun, bu durum bize gösteriyor ki neredeyse her teknolojik gelişmenin bir getirisi olan mahremiyet sorunu, sesli asistanlarda da varlığını devam ettiriyor.

Sesli asistanların geleceği

Sesli asistanlar daha kişisel cevaplar sunabilecek.
Sesli asistanlar daha kişisel cevaplar sunabilecek.

Peki sesli asistanlar bize gelecekte neler sunacak?

1. Kişiselleştirilmiş asistanlar

Günümüzde sesli asistanlar genel olarak sadece söylenen şeylerin ne olduğuyla ilgileniyor. Ancak yakın gelecekte teknolojik gelişmeleri de göz önüne aldığımızda sesli asistanlar, nerede olduğumuzu ve ses tonumuzun kişisel olarak hangi durumlarda hangi hale geldiğini anlayıp bize daha kişisel cevaplar sunabilecek.

2. Her an erişim

Sesli asistanların akıllı araçlarla entegre çalışma mantığı daha da gelişecek ve nesnelerin interneti ile birlikte etrafımızdaki ürünlerin neredeyse tamamı internet ile bağlantılı hale gelecek. Bu noktada da sesli asistanlar ile internete bağlı tüm eşyalara her an komut gönderebileceğiz.

3. Güvenlik

Her ne kadar teknolojik gelişmeler bizlerin hayatını olumlu olarak etkilese de bazı kişiler için güvenlik endişesi hala çok önemli. İnsanlar sesli asistanlar ile alışveriş işlemleri gibi kişisel bilgilerin yoğun olarak paylaşıldığı süreçleri, güvenlik gerekçesiyle sesli asistan kullanarak yapmaktan kaçınıyor. Ancak gelişen teknoloji ile bu süreçler çok daha güvenli hale gelecek.

4. Otomasyona bağlanmış hizmetler

Gelecekte bankacılık gibi komutlarla ilerleyen alanlarda insan istihdamının azaltıldığı, doğrudan sesli asistanlar ile iletişime geçilen bir gelecek bizi karşılayabilir. Otomasyona bağlı hizmet sayesinde zamandan tasarruf sağlayabiliriz.