Çocuğunuzun kahramanı olun!

Çocuğunuzun kahramanı olun!

Salgın günlerinde evinizde kaygı ve endişe ortamı yaratmak yerine çocuğunuzun kahramanı olun. Çünkü çocuk ailesinin yanında kendini güvende hissetmek ister.

Koronavirüs salgını nedeniyle tarihi bir sınav veriliyor. Hem toplumsal hem de kişisel olarak endişe ortamı hakim. Genci yaşlısı milyonlarca kişi öngöremediği bir durumla karşı karşıya ve kimi zaman kendini çaresiz hissediyor. Ama ne olursa olsun, yetişkinler bu salgının ve beraberinde ev karantinasının bir gün son bulacağının bilincinde. Peki ya çocuklar nasıl etkileniyor? Özellikle de soyut düşünme becerisi henüz tam olarak oluşmamış 12 yaş altı çocuklar, evde sürekli endişeli ve kaygılı olan ebeveynlerini gördüklerinde, televizyonda ölüm haberlerini izlediklerinde ya da sokağa çıkmaları yasaklandığında neler hissediyorlar. Özellikle bu süreçte çocuklara rol model olmak önem taşıyor.

Evde büyük bir panik ortamı varsa ya da herkes çok endişeli, çok kaygılıysa çocuklar da aynı tepkiyi veriyor. Bunun yanı sıra çocuklara “Virüs seni öldürür”, “Ellerini yıkamazsan hasta olursun gibi söylemlerle yaklaşmak ise korkuyu tetikliyor. Çocuklarla yaşanacak her durumda olduğu gibi içinde bulunduğumuz salgın günlerinde de temel önceliğin “duygularını ifade etme özgürlüğü” olduğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Merve Aktuğ sorularımızı yanıtladı.

Çocukları yaşına uygun şekilde bilgilendirmenin önemine dikkat çeken uzman Psikolog Merve Aktuğ, onların yanında sürekli virüsten söz edilmemesini önerdi
Çocukları yaşına uygun şekilde bilgilendirmenin önemine dikkat çeken uzman Psikolog Merve Aktuğ, onların yanında sürekli virüsten söz edilmemesini önerdi

TEMİZLİK KURALLARI ANLATILMALI

Okula giderken arkadaşlarıyla zaman geçiren ancak şimdilerde rutin hayatı bozulan çocuklar, bu süreci kavramakta zorluk çekiyor. Koronavirüs ve ev karantinasını onlara nasıl anlatmalı?

Özellikle 12-13 yaş altı çocuklar soyut düşünme becerisine sahip olmadıkları için anlamakta zorlanacaktır. Dolayısıyla kaygı düzeyleri biz yetişkinlerden fazla olup korkacaklardır. Çocukların yanında virüs hakkındaki konuşmalara dikkat edilmeli. Sizi dinlemediklerini düşürseniz yanılırsınız. Haber içeriklerine de dikkat edilmeli. Çocukların güvende hissetme ihtiyaçları vardır.

Çocuklara “Virüs seni öldürür”, “Ellerini yıkamazsan hasta olursun” gibi söylemlerde bulunmak da doğru değil. Ailesinin yanında çocuk kendini güvende hissetmelidir. Onlara temizlik kuralları anlatılmalı, sağlıklı olmak için sağlıklı beslenmek kadar temizlik kurallarının da önemli olduğu söylenmeli. Somut örnekler vererek anlatmak gerekiyor. Ayrıca eğitime ara verilen bu günlerde çocuklar daha da tedirgin olabilir. Bu durumda da grip benzeri bir hastalıktan dolayı okula ara verildiğini ve evde kalmamız gerektiğini, korunmak amacıyla tedbir alındığını ifade etmek yeterli olacaktır. Burada çocuk eğer anne baba devamlı kısıtlayıcı rol oynadıysa, anne-babayı suçlayabilir. Dolayısıyla bu kararı yetkililerin verdiği eklenirse iyi olur.

Kendini güvende hisseden çocuklar duygularını daha rahat ifade ediyorlar.
Kendini güvende hisseden çocuklar duygularını daha rahat ifade ediyorlar.

Kaygı ve endişe ortamı oluşturmadan onlara nasıl yaklaşmalı?

Kaygı korkulacak bir şey değil, aksine hayatta kalma mekanizmasının doğal bir parçasıdır. Önemli olan kaygının ne düzeyde olduğu ve nasıl yönetildiğidir. Kaygısı artan çocuğa kabul edici bir tutum sergilemek gerekir. Duyguları ve düşüncelerini ifade etmesine olanak sağlayın. Çocuklar kaygılarını bir resimle, bir oyun hamuruyla, bir kinetik kumla vb. ifade edebilir.

Evde sıkılan çocuklar zaman zaman öfke patlamaları da yaşayabiliyor...

Bu günlerde evden çıkamamak, yaşananları anlamlandıramamak çocuklarda öfkeye sebep olabilir. Çocukla yaşanılacak her sorunda temel öncelik, duygularını ifade etme özgürlüğünün verilmesi olacaktır. Öfkelenen çocukta birinci adım olarak duygusunu tanımasını sağlayın. Ona ‘şu an kızgınsın’ diyebilirsiniz. İkinci adım ise, tepki vermeden önce 10’dan geriye sayması öğretilmeli. Bu otokontrolünü ve duygu regresyonunu sağlayacaktır. Üçüncü adım olarak da duygusunun nedenini açıklamasına fırsat verilmedir. Son adım ise; öfkenin dışa vurumu sağlanmalıdır. Özellikle sanat kullanarak çocukların öfkelerini resmetmesini veya oyun hamurlarından 'öfken bir taş olsa nasıl bir taş olurdu bunu hamurla gösterebilir misin' şeklinde etkinliklerle çocukların duygularını ifade etmesini sağlanmasını öneriyorum.

Çocuklar zaman zaman evde sıkıntıdan öfke patlaması yaşayabilir. 'Öfken bir taş olsa nasıl olurdu oyun hamuruyla gösterebilir misin' gibi etkinliklerle sakinleştirin.
Çocuklar zaman zaman evde sıkıntıdan öfke patlaması yaşayabilir. 'Öfken bir taş olsa nasıl olurdu oyun hamuruyla gösterebilir misin' gibi etkinliklerle sakinleştirin.

Çocuklarla etkili iletişim yolları nelerdir?

Amacımız her zaman sağlıklı çocuklar yetiştirmek olmalı. Sağlıklı çocuklar yetiştirmenin belli kuralları, kitabı yoktur. Öte yandan bazı aileler, psikoloji makaleleri okumadan ya da ebeveynlik panellerine katılmadan da böyle çocuklar yetiştirmeyi başarıyor. Bunun bazı temel sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:

● Ödüle bağımlı olmamak, en iyi ödül güvendir.

● Yeni şeyler öğrenirken hata yaptığında düzeltmemek, kızmamak.

● Kendi çocukluğumuzda eksik kaldığımız alanlarda çocuklardan beklentiye girmemek.

● Temizlik her şey değildir. Çocuk yeni bir şey deneyimlemek istediğinde fırsat sunmak.

● Başarısını değil, çabasını takdir etmek.

● Sabırla onun duygu ve düşüncelerini her seferinde kabul edip dinleyebilmek. Çocuk da aynı sizin gibidir tek derdi onu anlamanızdır.

● Ne yiyeceğine siz karar verirsiniz ancak ne giyeceğine o karar verebilir. Nerede sınır olması gerektiği iyi düşünülmeli.

● Elbette en önemlisi ‘SEVGİ’. Her fırsatta değil, yeri geldiğinde sevginizi mutlaka gösterin.

Onlara ne oynamak istediklerini sorun, birlikte eğlenmek için içinizdeki çocuğa izin verin.
Onlara ne oynamak istediklerini sorun, birlikte eğlenmek için içinizdeki çocuğa izin verin.

TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ'NDEN AİLELERE 30 ÖNERİ

1. Yüksek sesle bir müzik açıp özgürce dans edin.

2. Koltuk minderleri ile atlamalı, zıplamalı, yuvarlanmalı parkurlar hazırlayın.

3. Eski çarşaflardan bir çadır yapıp içinde vakit geçirin

4. Hayvan yürüyüşlerini taklit edin.

5. Karanlıkta bir fenerle gölge oyunları oynayın.

6. Kostüm partisi düzenleyin.

7. Eski fotoğraflara bakın.

8. Origami sayfalarından baskı yapıp, farklı origamiler deneyin.

9. Farklı nesnelerle müzik yapın.

10. Kendi müziğinizi yapmak için Chrome Music Lab sayfasını ziyaret edin.

11. Evdeki tohum ve kullanılmış sebze kökleriyle dikim yapın.

12. Farklı malzemelerle resim yapmayı deneyin (kömür, lahana vb)

13. Sevdiklerinize mektup yazın.

14. Ayna karşısında komik yüzler yapın.

15. Farklı yüz ifadelerine ait duyguları ve buna örnek olayları konuşun.

16. Kağıttan kuklalar çizip canlandırın.

17. Okuduğunuz hikayeyi canlandırın.

18. Hikayeyi yarıda kesip sonunu hayal etmesini isteyin.

19. Birlikte yemek pişirin.

20. Eski dergilerden görseller kesip kolaj yapın.

21. Makarnaları boyayıp aksesuar olarak dizin, yapıştırarak resim yapın.

22. Her gün bir spor branşını tanımak için inceleyin.

23. Her gün bir müzik enstrümanını tanımak için inceleyin.

24. Her gün bir kuş türünü ve ötüşlerini öğrenmeye çalışın.

25. Oyuncakları yıkayın.

26. Gözünü bağlayıp kokularından nesneleri tahmin etmesini isteyin.

27. TÜBİTAK'ın ücretsiz Bilim Çocuk ve Meraklı Minik sayılarını birlikte inceleyin.

28. Kültür Bakanlığı'nın internet sitesi üzerinden ülkemizdeki, Google Arts&Culture servisi üzerinden dünya üzerindeki sanat merkezlerine ücretsiz erişim sağlayın.

29. Çocukken ne oynamayı sevdiğinizi hatırlayın ve çocuklarınıza çocukluk oyunlarınızı öğretin.

30. Ne oynamak istediklerini sorun, birlikte eğlenmek için içinizdeki çocuğa izin verin.